Neden Çalışmak İstemiyorum

Neden çalışmak istemiyorum?
Neden ders çalışmak istemiyorum?
Neden bir işte çalışmak istemiyorum?
Neden bu işte çalışmak istemiyorum?

Benzer soruları sıkça düşünürüz, tartışırız. Bu soruları çoğu zaman çözüm için sorarız. Psikoloji bilimi sırf bu soruna cevap bulmak için çalışan uzmanlar yetiştirmiştir. Çalışmak için motivasyon sağlamak başlı başına bir bilim dalı haline gelmektedir. Bizi ateşli bir çalışana dönüştürecek bir aspirin icat edilmediği sürece bu soruları sormaya devam edeceğiz ya da “çalışmak istiyormuş” gibi yaparak  “mutluluk maskeleri” takacağız.

Tek bir amaç için cevap arıyoruz. Sorunu çabucak çözmek istiyoruz. Çalışmak istememek bir sorun mu? Bu yazıda çalışma kavramına derinlemesine bakmaya çalışacağız. Size aspirin vermeyeceğiz ama neyle karşı karşıya olduğunuzu ve yalnız olmadığınızı ifade etmeye çalışacağız. “İsteksizliğinizin haklılığına dayanak oluşturma” muzipliğini hedefleyeceğiz.

Çalışma Kavramına Etimolojik Bakış

Çalışma kavramına etimolojik açıdan bakıldığında,batı dillerinde “çalışma” anlamına gelen “travail”, Latince işkence aletini ifade eden “tripaliun”dan türediği görülür. Romalıların ve Yunan uygarlıklarının kullandığı “labour” sözcüğü de “zahmet”, “yorgunluk” ve acı gibi anlamlar çağrıştırmaktadır(Wrenn, 1964, s.25). Dolayısıyla, çalışma kavramı, yabancı dillerde kullanıldığı şekli ile etimolojik yapısı incelendiği zaman, anlam olarak sıkıntı ve acı kelimelerine karşılık gelmektedir(Lordoğlu vd., 1999, s.1.).

Çalışmak istemiyorum

Tarihsel Perspektifte Çalışma Kavramı

İlkel Toplumlarda Çalışma

Bu dönemde çalışma ve toplumsal hayat arasında gerçek bir işbirliği vardır. Bu yaşam biçiminde çocuklar, yiyecek toplamada kadınlara yardım ediyor, erkekler avlanıyor, yaşlılarsa yönetiyor ve denetliyordu(Aydoğan, 2000, s.32).


Köleci Toplumlarda Çalışma

Bu dönemde çalışma, çalışarak bir mal ve hizmet üretme, özgür insanlar için aşağılayıcı bir uğraş olarak ele alındığı için, üretim, köleler, tutsaklar ve halkın aşağı ve hor gördüğü kesimlerce gerçekleştirilmekteydi(Bozkurt, 2000, s.18).


Feodal Toplum Düzeninde Çalışma

Bu dönemde Antik Çağ’ın köleleri serfleştirilmiştir denebilir(Marks-Engels, 1992, s.52). Serfler mal değildir,alınıp satılamaz ancak üzerinde yaşadığı toprağa ve toprağın sahibine bağlıdırlar ve toprağı işlemek ve ekip biçmekle sorumludurlar.


Çalışmayı Olumsuzlayan Düşünürler

Paul Lafargue

Lafargue, aşırı çalışan ve giderek yoksullaşan işçilere tepkisini şu şekilde göstermiş ve çalışmaya karşı hırsını gözler önüne sermiştir( Lafargue, 1996, s.30):
“Çalışın, çalışın proleterler, toplumsal serveti ve kendi yoksulluğunuzu  artırmak için çalışın. Çalışın ki, daha da yoksullaşarak daha çok çalışmak ve yoksullaşmak için bir takım nedenleriniz olsun.”


Erich Fromm

Sermaye sahibi, tıpkı bir makinayı “kullanır” gibi bir başka insanı kullanır. Her ikisi de, ekonomik çıkarlar peşinde birbirlerini kullanırlar(Fromm, 1996, s.105). Fromm, insanın yaşamını sürdürebilmesi için bildiklerinin ve yapabildiklerinin yeterli olmadığını ifade etmiş, başarıyı büyük ölçüde insanın kişiliğini ne ölçüde iyi sattığına bağlamıştır.


André Gorz

Çalışmadan çok çalışma sürelerinin kullanımına yönelik düşünceleriyle bilinmektedir. Gorz, “sosyal çalışma” süresinin azaltılmasından yana olup, “kimse mesleğini günde ortalama dört saatten fazla yapmasın” düşüncesini ileri sürmüştür(Gorz, 1985, s.116). Böylelikle kalan zamanlarda bireyler, kendi kendilerinin işlerini yapabilecek zamana sahip olacak hatta kendilerini geliştirme fırsatı bulabileceklerdir.


Görüldüğü gibi "çalışmak istememek" sizi sorunlu bir birey yapmaz. Sorun belki de çalışmanın kendisi.





Kaynak: Keser, Aşkın; Çalışma Psikolojisi, Ekin Yayın, Üçüncü Basım, Bursa, 2012.
Kitapla İlgili Not: Aşkın Hocanın “Çalışma Psikolojisi” kitabı çalışma hayatına ilişkin bir başucu kitabıdır. Hem ciddi bir kaynak olması hem de kolay anlaşılır olması nedeniyle her fırsatta açılıp bakılası bir kitaptır. Almak isteyenler pek çok yerden temin edebilirler.

10 yorum:

  1. Benim en büyük sorunum çalışmanın verdiği sorumluluk..
    Gerçi hiç bir sorumluluğu alamıyorum ya o da ayrı :)
    Son cümleye kesinlikle katılıyorum :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sorumluluk almak kokutur genelde. Belki bu yüzdendir.:)

      Sil
  2. Belkide sorun çalışmak :D Bunu gelde aileye anlat.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sadece aile mi? Toplum, kültür, inançlar hep çalışmayı kutsamış durumda ama şimdi "anne bak endüstri devrimiyle birlikte yoğun iş gücü ihtiyacının ortaya çıkmasıyla ilk olarak Protestan Etik çalışmayı bu kadar kutsamış hatta zaman yalnızca çalışmaya adanmalıdır demişler" desen. Büyük ihtimal terliği yersin. :)

      Sil
  3. Galiba en doğalı ilk çağlardaki çalışma şekliymiş:) cinsiyetine göre doğal bir iş bölümü, ama çocuklar mutlu muydu bilemem tabii arada dinozorlar çıkınca ne yapıyorlardı kim bilir?! :) zamanla köleleştik bu gerçek, madenciler nasıl köleyse, gökdelenlerde şık iş yerlerindeki şık kadınlar, beyler de çağdaş köle..en güzeli insanın zorlamadan, içinden gelerek yaptığı çalışmak bence mesela içinden gelen ve karşı konulamaz bir resim yapma veya piyano çalma arzusu...ama Güzel Sanatlar Akademisi mezunu olup da yeteneğini hödük dükkan sahiplerinin tabelalarını çizmek, ya da kıytırık bir mağazanın bebe elbiselerine Şirinler resmi yaparak harcayan çok arkadaş tanıdım...bu arada Amerika robot işçiler üretiyor hatta askerler..yıllar sonra biz görmeyiz ama robotlar işçi olunca insanlar mutlu mu olur çalışmak zorunda kalmazlar yoksa işsizlikten robotları kırmaya mı başlarlar bilimkurgu filmi gibi bilemiyorum artık...???
    uzun yazdım kusura bakma..:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet robotlar artık sanayiye hakim olmaya başladılar. Mavi yaka, beyaz yaka derken şimdi demir yaka diye çalışan tanımlamaları yapılmaya başladı. Buharlı makinalar için de bazıları "kurtarıcı" demiş zamanında ama işsiz kalan o kadar çok işçi olmuş ki bazı fabrikalarda işçiler gelen makinaları parçalamışlar. Bütün işi makinalar yapsa bile sermaye sahibi olmayan insanlar yine zarar görür. Çünkü ücret karşılığında sattığı emeği artık değersizleşecek.

      Sil
  4. Piskoloji poşuna uğraşıyo
    Bunun cevabı bariz zaten
    Tembellik :d

    YanıtlaSil
  5. Bir saat önce bir interviewdan çıktım ben de. Bu yazıyla karşılaşmak beni şaşırttı ama ne yalan söyleyeyim sevindim yalnız değilmişim! :)) ya aslında sorun çalışmak değil tamamen toplumun gururlu gözleri ve hiyerarşi problemi..bence yani... Şirketlerde ya da herhangi bir çalışma ortamının güllük gülistanlık olması o kadar nadir rastlanan bir durum ki. Misal en son team manager'im "bunlar hayatın gerçekleri. Dedikoduları da riyakarlıklarıda bitiremeyiz. Alış" diye öğüt vermişti...öyle yani..

    YanıtlaSil
  6. çalışmak istemediğim için bilgisayarı açtım ve blogunu gördüm fakat farkettim ki aynı zamanda "artık" okumakta istemiyordum tam sayfadan çıkacakken bu başlığı gördüm kapatmadım , başlığa baktım sonra bi de epistomolojiyi gördüm tamam dedim ve yine okumak istemediğim için yazıyı okumadım yine de güzel tabi konu bu yorumumu da şimdi okumadan göndereceğim çünkü ne okumak ne çalışmak istiyorum .
    dipnot 1 geveze değilimdir sadece beklemediğim yerden vurdun.
    dipnot 2 sanırım yazıyı okuyacağım, okumak kaderimizde var

    YanıtlaSil
  7. Adsız03:53

    Google'a çalışmak istemiyorum yazdım ve kendimi bu sayfada buldum. Öncelikle kendimden bahsedeyim bu yaşıma kadar 1-2 günlük iş tecrübem dışında hiç çalışmadım. (yaşım 24) Ben küçükken annem babam çalıştığı için beni bakıcıya bırakırlardı ve zamanımın bir çoğunu bakıcıda ailemden uzak geçirirdim. Anneme neden işe gidiyorsunuz dediğimde annem bana oğlum mutlu yaşamak için para kazanmak para içinde çalışmak lazım derdi, ben olan bitene anlam veremezdim sanki yanlış bir dünyaya gelmiştim. Bana göre mutlu hayat sistemin kölesi olup ömrün boyunca çalışmak değildi bana göre mutlu hayat kendini hazır hissettiğinde sadece karnını doyuracak kadar çalışıp ( örneğin ayda 8-10 gün çalışşan karnını doyurursun ) geri kalan zamanı kendine veya sevdiklerine ayırıp dolu dolu geçirmekti. Şimdi bazıları karnın doyacak kadar kazanıp nasıl dolu dolu yaşayacaksın derlerse zaten beni anlamadıkları bariz ortadadır. onlar için düşüncesine saygı duyarım. Ancak parasızda pekala dolu dolu yaşanabilir. Örneğin çoğu insan doğar büyür ve çalışır sonra ne mi olur ? ya ölene kadar robot gibi çalışmıştır yada emekli olduğunda artık gençliği geçmiş ve kendisine zaman ayıramamıştır. İşte ben bu insanları robot gibi çalıştıran sisteme karşıyım. neden mi çünkü insan bu yoğun iş temposu para statü hırsı ile insanlığını yaşayamadan bu dünyadan göçüp gidiyor. Ha belki karnımızın doyacağı kadar kazanıp kendimize vakit ayırsak parasız ne yapabilirsin gezemezsinki bile diye düşünenlerde vardır ancak parasızda gezilebilir parasız otostopla dünyayı gezen adamlar var hemde siz biz gibi paralı adamların gezemediği kadar. Yani demek istediğim beni saat dilimine bağlayacak zorunluluklar olmayacak canım istediğimde uyuyup canım istediğinde uyanacağım. ve bana yeterli gördüğüm kadar çalışıp geri kalan zamanda istediklerimi yapacağım. sabah 8 akşam 5-6 sistemine köle olmayacağım. belki bazı aylar çok zor geçinirim bazı günler aç kalırım ama bu sisteme boyun eğip koşuşturmacada hayatımın akıp gitmesine izin vermeyeceğim. hayatı yavaş yaşayacağım yarına çıkacağımızı bilmiyoruz robot gibi çalışmama gerek yok. İnsan köle gibi çalışmaya gelmedi, karnını elbet doyuracak kadar bir çabası olacaktır. ama bu kağıt paranın esiri olan bir düzeni kabul etmiyorum.

    Bunlar benim düşüncelerim diğer insanların düşüncelerinede saygı duyarım ama ben farklıyım her insan aynı olmuyor içlerinden bazıları çıkıyorki diğer insanlara göre düşünceleri aptallık veya çılgınlık olarak geliyor yada sen delisin diyor. Belki deliler veya bu çılğın saçma düşünceye sahip olanlar perdenin arkasındakileri gerçekleri görüyorlardır :)

    YanıtlaSil

Lütfen eleştirinin sınırlarını zorlayın.
Yorumlama biçimi:Anonim'i seçerek isimsiz yorum yapabilirsiz.
Spam içeren yorum yayınlanmaz.Örn;küfür,hakaret,reklam,vb.
Yorum gönderildikten sonra yorum üzerindeki bütün haklar sitenindir.
Yorum gönderen herkes yukardaki yönergeyi onayladığını kabul ve ilan eder.